© 2015 Dr.Moral - Dr.Halil İbrahim ERBIYIK
BENİ ANLIYOR MUSUN?
SESİN TINISI, TONU, RENGİ VAR. % 90 KADAR ETKİLİ..’İYİSİN DERKEN, SIK YÜZ VE MORAL DURUM…ETKİLİ BİR İLETİŞİM KURMADAN HEKİMLİK YAPMAK İMKANSIZDIR.
HASTA BENİ DOĞRU ANLIYOR MU?
DOKTOR BENİ DOĞRU ANLIYOR MU?
Dedim: Çok yalnızım.
Dedin: Ben ki Sana çok yakınım. (Bakara,186)
Dedim: Evet biliyorum Sen bana yakınsın ama, ben Sen’den uzağım; keşke ben de Sana yakın olabilseydim.
Dedin: Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. ( A’râf,205)
Dedim: Bu da Sen’in yardımını ister.
Dedin: ALLAH'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? (Nûr, 22)
Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.
Dedin: (Öyleyse) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim Rabb’im, esirgeyendir, sevendir. (Hûd,90)
Dedim: Çok günahkârım; bu kadar günahla ben ne yaparım?
Dedin: ALLAH'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini.. ve ALLAH'ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi?(Tevbe,104) Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.
Dedin: ALLAH aziz ve bilen, o günahları bağışlayan, tövbeleri kabul edendir. (Ğafir,2/3) Dedim: Bunca günahım var, hangisinin tövbesini yapayım?
Dedin: ?? ALLAH bütün günahları bağışlayandır. (Zümer,53)
Dedim: Yani, yine gelsem yine beni bağışlar mısın?
Dedin: ALLAH'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur. (Âl-i İmrân,135)
Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH'ım! Bilmiyorum, bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum? Sen’i çok seviyorum.
Dedin: Şüphesiz ki, ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever. (Bakara,222)
Birden: 'İlah’ım ve Rabb’im, benim Sen’den başka kimim var?' dedim.
Sen de: 'ALLAH kuluna yetmez mi?' (Zümer,36) dedin.
Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar iyisin,ben ne yapabilirim?
Dedin:Ey inananlar! ALLAH'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akşam tesbîh edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O’dur. Melekleri de size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok merhametlidir. (Ahzâb,41/43)
Kendi kendime dedim: ALLAH'ım seni çok seviyorum.
Aşk, şiddetli bir muhabbettir…
Sevmek…kendinden bir şey vermek.
Aşk. Kendini vermek..
Şefkat..bir şey beklemeksizin vermek
Asrımızdaki ahlâkî meselelerin bir kısmının da, "aşk" kelimesine yüklenen bazı yanlış, sadece nefsanî ve eksik manalarla ilgili olduğu inkâr edilemez. Bu kelimeyi en büyük günahlardan zinanın ve ona yakın günahların kılıfı veya çeşitli kitle iletişim vasıtalarında reyting, yazılı basın ve neşriyatta da yüksek tiraj ve rantiyecilikle maddî menfaat için istismar malzemesi olarak kullananlara mukabil o, aşkın hakikîsini ve en yüksek manada olanını açıklar. Aşkın, öncelikle ona en lâyık ve hakikî mâşuk olan Allah'a (c.c.) ve ondan sonra da Allah'ın (c.c.) hesabına O'nun mahlukâtına ve mutlaka meşru dairede olması gerektiğinden geniş şekilde bahsederek, bunun aksinin tehlikelerine dikkat çeker. Şefkatin, aşktan da üstün bir his olduğunu ve mesleğinin dört esasının ilkini teşkil ettiğini belirtir.
... Evet, insan evvelâ nefsini sever. sonra akaribini, sonra milletini. sonra zîhayat mahlûkları, sonra kâinatı, dünyayı sever; bu dairelerin her birisine karşı alâkadardır. Onların lezzetleriyle mütelezziz ve elemleriyle müteellim olabilir. Madem öyledir, ey nefis! Aklın varsa bütün o muhabbetleri topla, hakikî sahibine ver, şu belalardan kurtul.
Şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur; ne vakit hakikî sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı O'nun namıyla ve O'nun âyinesi olduğu cihetle ızdırapsız sevebilirsin.
Demek, şu muhabbet doğrudan doğruya kâinata sarfedilmemek gerektir. Yoksa muhabbet, en leziz bir ni'met iken, en elîm bir nikmet olur.
Zaten sana, sende senin nefsine olan şedit muhabbetin, O'nun zâtına karşı muhabbet-i zâtiyyedir ki, sen sû-i istimâl edip kendi zâtına sarfediyorsun. Öyle ise, nefsindeki ene'yi yırt, Hüve'yi göster.
antidepresanlar
KİMYASAL MADDE Mİ?
TAHRİP KALIBI MI?
STRESS
Stres organizmanın dengesini bozabilecek herhangi bir uyarana fizyolojik (travma, sıcak- soğuk gibi), psikolojik (her türlü psikolojik gerilim, sorunlar) veya sosyal (kişilerarası ilişkilerde yaşanan gerilimlere karşı verilen bir cevaptır. Stres Latinceden türemiş bir terim. 19. ve 20 . yüzyıllarda stres bedensel ve psikolojik hastalıkların nedeni olarak düşünülmüştür.
Stres bir hastalık mı?
Stresin kendisi hastalık değildir. Ancak psikolojik ve fiziksel hastalıklara neden olabilir. Stres bedenin herhangi bir uyarana karşı verdiği tepkidir. Stres, çağdaş toplum yaşamının, büyük kentlerin getirdiği (trafik, kalabalık, gürültü, yalnızlık, açlık, her türlü tehlike ve endişeler) bir sonuçtur. Beden bir stres durumunda, bütün sistemlerini harekete geçirir. Dolaşım, solunum, sindirim organları ve beyin karşılaştıkları bu zorlu duruma adapte olmaya çalışır. Kalp atışları hızlanır, kan şekeri yükselir, eller terler, kasların tonusu artar, yani mücadeleye hazır hale gelir. Beyin adrenalin ve nöradrenalin hormonlarını artırır. Dolayısıyla kan basıncı yükselir, kalp atışları artar, deriye giden kan akışı kısıtlanır, midenin fonksiyonları sınırlanır, terleme artar. Bu arada kortizol hormonu da artar. Kortizol, sisteme fazladan besin sağlar ve bağışıklık sistemlerini yeniden düzenler, stresle başa çıkmak için hazırlık yapar.
Kortizolun fazla salgılanması zararlı mı?
Kortizol, insülinin beden hücreleri üzerindeki etkisini azaltır. Kortizol yüksekliği testosteron sentezini engeller, cinsel istek azalır. Libido azalmasıyla kadında ve erkekte cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkar. Kronik streste kandaki kortizol seviyesi değişir. Bazen kortizol eksikliği nedeniyle bağışıklık sistemi fazla çalışır. Bu, duygu durumunda ve davranışlarda değişikliklere ve depresyona neden olur.
Stresin fazlası bizi nasıl etkiliyor?
Aşırı stres, bedensel ve zihinsel sağlığı bozar. Baş ağrısı, uykusuzluk, çeşitli ağrılar, hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Sonuç olarak bedenin sürekli olarak stresin neden olduğu, uyarılmışlık durumunda kalması, biyolojik sistemlerin yıpranmasına neden olmakta, bedenin kendi kendisini onarma ve koruması tehlikeye girmekte, hastalanma riski ortaya çıkmaktadır.
Stresi yaratan faktörler nelerdir?
Olaylara karşı herkes stresi hisseder, ancak etkilenme düzeyi farklıdır. Ağır ve yorucu iş temposu, ilişkilerde yaşanan sorunlar, yalnızlık maddi kaygılar, çevresel faktörler, iş yerinde yaşanan gerginlikler stres kaynağıdır.
Kişilik yapısı stresi nasıl etkiliyor?
Stresle ilişkili olduğu düşünülen kişilik özellikleri A tipi davranışlar diye adlandırdıkları özelliklerdir. Bunlar, başarılı olmaya ve fark edilmeye ihtiyaç duyan, sinirli, öfkeli, zamana büyük önem veren, sabırsız yapıda kimselerdir. Yüksek hedefler koyarlar, yaşamda her oyunu kazanmak isterler, hızlı hareket ederler, sıkça karşılarındakinlerin sözlerini keserler, kuyrukta beklemeye tahammül edemezler, başarıyı maddi kazançla ölçerler, yaşamın güzelliklerine karşı yüzeysel bir ilgi duyarlar.
Bir olayın stresli olarak algılanması, olayın yapısına ve kişinin kaynaklarına, psikolojik savunmalarına ve baş etme mekanizmalarına bağlıdır. Bütün bunlar egoyu içerir. Egosu uygun çalışan kişi, iç ve dış dünyayla uyumlu, denge içerisindedir. Ego uygun şekilde çalışmıyorsa ve dengesizlik yeteri kadar devam ederse kişi kronik anksiyete yaşar.
Bazı kişilik yapılarının, çoğu zaman kişiyi stresin olumsuz etkilerine yakınlaştırabileceği bildiriliyor. Mükemmelliyetçi kişilik ve öğrenilmiş karamsarlık buna örnektir
Stres yaratan faktörler nelerdir?
Fiziksel: Travma, gürültü, ısı, nem, çevre kirliliği vb.
Sosyal: Birey-çevre ilişkisi, çatışması.
Psikolojik: Fiziksel ve sosyal etmenlerin sonucu olarak ya da kendiliğinden ortaya çıkan, genellikle yinelenen, hayal kırıklığı, izolasyon gibi durumlardır.
Stresi nasıl sınıflandırıyorsunuz?
Bugün en çok kullanılan stres sınıflaması şöyledir: · Anl1k stres (Brief stres) · Akut kontrol edilebilen stres · Akut kontrol edilmeyen stres · Kronik kontrol edilmeyen stres
Her strese yanıt verilmeli mi?
Birey ne tür stres yaratan faktörle karşılaşırsa buna yanıt vermek durumundadır. Bu yanıt 'Genel adaptasyon sendromu (GAS)', ''Biyolojik stres sendromu' olarak tarif edilmiştir. Stressör, stres cevabıyla sonuçlandığında bir çok problem ortaya çıkar.
Stres ne tür hastalıklara yol açar?
Stres sonucunda birtakım ruhsal hastalıklar, tıbbi hastalıklar ortaya çıkabilir. Nefes darlığı, iştah bozulması, baş ağrısı, yorgunluk ve tükenme hali karşılaşılan sorunlardan sadece birkaçı.
Stresin davranışsal belirtileri nelerdir? · 0_ arkada_lar1na kar_1 olan ilgisizliin artmas1. · Tehlikeli davran1_lara dü_ünmeden girme eiliminin artmas1. · Mizaçta ani ve kontrolsüz dalgalanmalar1n olmas1.
Peki ya stres uzadığında, kronik hale geldiğinde ne olur? · Alkol ve madde kullan1m1 artar . · A_1r1 sigara kullan1m1 görülür. · Kafeinli içecek tüketiminde a_1r1 artma olur. · Dü_üncede esneklik ortadan kalkar. · Yönetime, organizasyona ve kendine olan güveninde ileri derecede azalma olur. · Daha az üretken hale gelinir. İş neden bu kadar önemli?
İş, insan için çok önemlidir. Yaşamın amacı, anlamıdır. Kişinin kimliğidir, potansiyelini kullanmadır. Kendine saygıdır, sosyal destektir, maddi kazanımdır, zaman geçirmedir.
İş yaşamı stresli olmak zorunda mı?
Günümüz çalışanı hangi konumda olursa olsun, çok fazla stres faktörüyle karşı karşıya. İş stresi ve tükenmişlik sendromu üzerine yapılan araştırmada, iş stresini çalışanların yüzde 86'sı 'çok önemli', yüzde 13'ü 'orta önemli' ve yüzde 1'i 'az önemli' bulmuştur. Yapılan çalışmalarda, 21 yaş sonrası her bir yaş artışında kişinin çalışma kapasitesinin yüzde 1 oranında azalma gösterdiği saptanmıştır. İlerleyen yaşla birlikte strese tolerans da azalmaktadır. Bunda bireyin değişken hormonal yapısı, daha önceki yaşlarda varolmayan hastalıkların gözlenmesi de etkili olmaktadır.
Stres iş yaşamını nasıl etkiliyor?
Çalışanlar ve kurumlar için ciddi sonuçlara yol açıyor stres. İş stresi, işin insan üzerinde oluşturduğu baskıdır. İş stresi çalışanı üzer, yakın çevresini etkiler, verimini düşürür. Sağlık harcamalarını artırır, enerji düzeyini düşürür. Stresli çalışanların sağlık harcamaları, stresli çalışmayanlara göre yüzde 50 fazladır. Stres zihinsel ve fiziksel kaynaklarımızı eritip tüketen bir olgudur. Aşırı stres insanı iş göremeyecek duruma getirebileceği gibi, ciddi tıbbi sorunlar da yaratabilir. Her türlü değişiklik zorlanma yaratır, her zorlanma bir uyum çabası doğurur. Bunun adı da strestir. Stres, işini veya sevdiğini kaybetmek gibi olumsuz olayların doğurduğu bir durum değil. Terfi, evlenmek de stres kaynağı olabilir.
Stres, başarıyı engellemiyor mu?
Her başarının temelinde stres vardır. Gerçek başarı sınırların zorlanmasıyla ortaya çıkar. Sınırlarının zorlanmasından hoşlanmayanlar başarısız olabilirler, bu durum da onlar için stres kaynağı oluşturur.
İşyerinde neler stres yaratıyor?
Teknoloji: Bilgisayar kullanımı ve teknoloji geliştikçe insanların bu hıza uyumları ve verimleri de arttı. Bu hıza ayak uydurmak için yaşanan strese 'Teknostres' denilir.
Kazanç: Firmalar büyüdükçe, kazançları arttıkça stres oranı da yükselmektedir.
Personel seçimi, rol ve iş tanımlarının iyi yapılmaması: Kişinin yapacağı işin tanımı, kişinin rolü ve kişiden beklenenlerin net olarak belirlenmesi gerekir. Aksi halde kaos oluşur. Kişi de, kurum da stres yaşar.
Kötü yönetim: Sebepsiz baskılar, uzun çalışma saatleri, belirsiz kariyer planlaması, kötü iletişim stres düzeyini artırır.
Kontrol: Çalışanların işyerinde aktif rol almaları, her durumdan haberdar olmaları, iş yerine güven duymalarına, geleceğe yönelik hedeflerini oluşturmada pozitif etki sağlar.
Sürekli değişim: Yeni firma prosedürleri, yeni bilgisayar sistemleri, yeni yöneticiler, yeni alınan personel, yeni iş sorunları, yeni rakipler stres yaratan faktörlerdir.
Uzun çalışma saatleri: Uzun çalışma saatleri çalışanda fiziksel ve psikolojik sorunlar yaratır. Genellikle, yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk, sinirlilik ve öfke halleri olur.
Fiziksel koşulların iyi olmaması: Çalışandan yeterli verim alınması için ihtiyaçlarının karşılamamız gerekir. Bunun için yeme, içme ve çalışılan yerin fiziksel koşulları uygun olmal (Mekân, ısı, ışık ses, vb.).
Maddi tatmin: Çalışanlar arasındaki küçük bir ücret farkı bile çalışanın motivasyonunu etkiler. Uygulanan ücret politikaları ve performans değerlendirmeleri hakkında tatmin edici açıklamalar yapılmalıdır.
Manevi tatmin: Manen de çalışanlar ödüllendirmeli, motivasyon artırıcı çalışmalar yapılmalı. Belirsizlik ve güvensizliğin yaratacağı stres faktörleri ortadan kaldırılmalı.
Çalışanlar arasında sağlıklı iletişim: Sağlıklı iletişimin kurulamaması; tartışma ortamı, zıtlaşma, kıskançlık, dedikodu ve rekabet önemli stres kaynaklarıdır.
Evdeki stres: Çalışanın ev ortamındaki (ailedeki) eşi ve çocuklarıyla yaşadığı sorunlar işe taşınırsa yoğun stres oluşturabilir.
Bunlar dışında işyerinde stres yaratan binlerce faktör daha bulunuyor. Yapılan araştırmalarda en yoğun iş stresi yaşayan meslek grupları arasında üst düzey yöneticiler, güvenlik, pazarlama ve sağlık alanında görev yapan personel geldiği ortaya çıkmıştır.
Strese yanıt vermede cinsiyet ayrımı önemli mi?
Cinsiyet de strese karşı koymada belirleyici faktörlerden. Kadınlar, erkeklere göre strese daha az fizyolojik yanıtlar veriyor. Bunun sonucunda daha uzun yaşıyorlar.
İş stresi belirtileri · Rekabete kar_1 koymay1 becerememe. · Güvensizlik, "Fikrim bu" diyememe. · Kar1_1k durumda ba_ar1s1zl1k, panik. · Sorunlara a_1r1 duygusal tepki verme. · Ba_ar1s1zl1k. · Karars1zl1k. · Dayan1_ma eksiklii. · Kat1l1mc1l11n azalmas1. · 0_ kazalar1n1n artmas1. · 0_ performans1nda dü_me. · Hatalar1n artmas1. · Hatalara kar_1 duyars1z davranma
Stresin olumsuz etkileri · Stres, çal1_an1n beden ve ruh sal11n1, · Ailesini, yak1n çevresini, · 0_ verimini, · 0çinde bulunduu organizasyonu, · 0_ arkada_l1klar1n1, · Yarat1c1l11n1, motivasyonunu, enerji düzeyini ve dikkatini olumsuz etkiler.
Fiziksel ve ruhsal belirtileri · Yorgunluk · Halsizlik, bitkinlik · Ba_ ar1s1, mide, ba1rsak sorunlar1 · Kilo kayb1 veya kilo alma · Uyku bozukluklar1 · Sab1rs1zl1k, çabuk sinirlenme · Konsantrasyon bozukluu · S1k öfkelenme · Al1nganl1k · Kendini yarars1z, deersiz hissetme · 0_inde ba_ar1s1zl1k korkusu · Hipertansiyon · Depresyon · Kalp hastal1klar1 · Cilt hastal1klar1 · 0leti_im eksiklii
İşle ilgili olumsuzluklar uzun süreliyse kişi işine yabancılaşır ve duygusal olarak tükenme yaşar. Bu durumu yaşayan kişiler, sorunlarını anlatamazlar. Eğer kişinin önüne işle ilgili ulaşamayacağı hedefler konulursa, tükenmesi daha kolay olur.
Tükenmişliğin belirtileri nelerdir?
Kişide işe ve ortama karşı alaycı bir tutum ve yabancılaşma gözlemleniyorsa ve kişi kendini izole etmeye başlamışsa, tükenmişlik durumunun başladığını anlayabiliriz.
Tükenmişliğin nedenleri nelerdir?
Kişilere ulaşamayacakları hedefler konulması, fazla iş yükü, düşük motivasyonlu kişilerle çalışma, kişinin karakteriyle yaptığı işin uyuşmaması, sosyal desteğin az olması gibi nedenlerle tükenmişlik oluşabilir.
Buna karşı ne yapılabilir?
Gerektiğinde hayır demeyi bilmeli ve her şeye ara verebimeli kişi. Gerçekçi hedefler konulmalı. Sağlıklı yaşamalı ve sosyal hayatını daima canlı tutmalı.
Sevdiğin işi yap, kendine zaman ayır... · Kas gerginliini azaltmak ve fazla enerjiyi bo_altmak için düzenli spor yap1n. · A_1r1 çay ve kafeinli g1dalardan uzak durun. Çünkü bunlar stresi art1r1r. · Ki_isel muhasebenizi günlük yap1n, erteleme al1_kanl11n1 terk edin. · Duygusal zekân1z1, özellikle empati yeteneğinizi geliştirin. (Duygusal zekâ: Yaşamda mutlu olmanızı sağlayan becerilerdir. Bu becerileri, kendimizi ve karışımızdakileri tanımak ve farkında olmak, olumsuz duygularla başa çıkabil-mek, kendimizi olumlu yönde motive etmek edebilmek olarak tanımlayabiliriz.) · Düzenli ve dengeli beslenin, _eker ve tuz tüketimini azalt1n. · Düzenli ve yeterli uyuyun, ya_am alanlar1nda dengeyi gözetin. · 0_ yükünüzü dengeleyin, zaman ve enerjinizi önem ve önceliklerinize göre yönetin. · Hobiler edinin, kendinize, ailenize ve çevrenize vakit ay1r1n. · Dei_ime aç1k olun, dei_imi tehdit deil, bir f1rsat olarak görün. · Ya yapt11n1z i_i sevin ya da sevdiiniz bir i_i yap1n. Stres sağlığı nasıl etkiliyor?
Öncelikle beynimiz stresten etkileniyor. Korteks (gri cevher) dediğimiz bölümden, hipolatalamustan salgılanan kimyasal aracı maddeler diğer organları etkileyerek stresten etkilenmemize yol açıyor. Öfkelenince korteks vasıtasıyla hipolatamus ve hipofizden gelen emirlerle böbreküstü bezinden birtakım hormonlar salgılanıyor. Bunlardan biri kortizol, diğeri de adrenalindir. Her ikisi de tansiyonu, şekeri yükseltir. Kişide kalp veya şeker hastalığı varsa çok öfkelendiğinden kalp krizi geçirebilir, şeker komasına girebilir. Stres nedeniyle uykumuz bozuluyor. Örneğin gürültü bizi etkileyen bir stres faktörü. İnsan gürültülü ortamlarda uyku derinliğini sağlayamıyor. Buna bağlı olarak kişide uyku bozuklukları ortaya çıkıyor. Uykusuzluk beraberinde sabahları kalkamama, konsantrasyon sağlayamama, verim alamama gibi sorunlara yol açıyor. Özellikle korteksin kognitif fonksiyon dediğimiz bilişe ait faaliyetlerinde aksama oluyor, dikkatte dağılma, hafızayı toplayamama, incelik gerektiren işlerde refleksleri kullanamama oluşabilir.
Gürültü bizi çok etkiler ve öfkelenmemize yol açar. Tolerans eşiğimiz düşer, bazı olayları yanlış algılarız. Gürültü insanları o kadar geriyor ki ilaç kullanımını artırıyor, hatta intihara teşebbüse neden oluyor. Gürültü nedeniyle kişi çevresine şüpheci yaklaşmaya başlıyor.
Stres beyni küçültür mü?
Fiziki anlamda küçültmez. Stres iş verimliliğini düşürür. Bir sekreter düşünün, bir yanda telefonlar, bir yanda emirlerle uğraşır ve farklı uyaranlara maruz kalır. Uyaranlar arttıkça insanın verimliliği azalır. Zamanla, strese bağlı olarak beyinde birtakım kimyasal bozukluklar ortaya çıkabilir. Dinlenememe, uykusuz kalma, beslenememeye bağlı olarak unutkanlık gelişebilir. Kişi strese girip bunun etkisini azaltmak için sigara içiyorsa veya alkol alıyorsa verimi düşer. Beyin fonksiyonları bozulan kişilerden madde bağımlısı olanlar da var. Özellikle sigara, alkol kullananan bazen de kolay elde edilebilir diye esrar ve kokaine sıcak bakan, kullanan insanlar da oluyor.
Kalp-damar sistemine etkisi nedir stresin?
Kalıtımla ilgili hastalıkların daha ileri yaşlarda ortaya çıkmasını bekleriz. Örneğin hipertansiyon, kalp sorunu genetikse bunun 70 yaşından sonra görülmesi gerekir. Ancak strese maruz kalanlarda bu çok erken olur. 30-40 yaşlarında bu sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Kişi sigara içiyor, fazla stres yaşıyorsa böyle bir risk var. Hatta genç yaşta enfarktüs geçirebiliyor. Stres nedeniyle sigara içimi arttığı için kalp damar sistemi etkileriyor. Strese bağlı olarak daha fazla sigara içimi astım, bronşit gibi sorunlara yol açabiliyor.
Sindirim sistemini nasıl etkiliyor stres?
Sırf strese bağlı olan sindirim sistemi rahatsızlıkları var. Ülser, gastrit, bağırsak tembelliği bunlardan bazıları. Spastik kolon hastalığı da stresle bağlantılı. İnsanların üreme, böbrek fonksiyonlarında da sorunlara yol açabiliyor stres. Özellikle büyük şehirdeki strese bağlı olarak insanların cinsel hayatı bozuluyor.
Stres bağışıklık sistemini zayıflatır mı?
Bağışıklık sisteminin kuvvetli olması kişinin kanser olmasını engeller. Oysa stres, insandaki yararlı hücreleri etkileyerek bağışıklık sistemini bozuyor. Bağışıklık sistemi bozulduğunda insan daha sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanır. Kansere kadar giden bir tablo oluşturur. Stres bağışıklık hücrelerini baskılıyor. Kanser hücrelerini öldüren katil hücreler var bağışıklık sisteminde. Strese maruz kalma sonucunda bunlar baskı altında kalıyor ve yenileri yapılamayarak sayıları azalıyor. Bu durumda vücut hastalığa açık hale geliyor. Stres sonucunda insanlarda kansızlık ortaya çıkabilir.
Strese karşı sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Stresin etkilerini aza indirmek mümkün. Stresle baş etmek hekimlikle ilgili. Kişi tek başına mücadele edemeyebilir, profesyonel yardım alması gerekebilir. Çünkü kişi bir yandan stresle mücadele ediyorum derken diğer yandan vücudu harap olabilir. Mutlaka bir psikiyatri uzmanından yardım almalı ve stresle başa çıkmanın yollarını öğrenmeli. Ancak hekimlerin tavsiye ettiği ve günümüzde stresle mücadelede en etkin olduğu bilinen bir yol var, o da spor. Sporun üç faydası var: problemsiz bir uyku, duygusal sükûnet ve küçük tansiyonu düşürme.
Uzmanlar stresi nasıl tedavi eder?
Başvurulan uzman stresi tedavi etmez. Çünkü sizin üzerinizde stres yaratan olay güncel bir olaydır. Geçici ya da süreğen sorunlar olabilir. Evlilik, iş sorunları, duygusal sorunlar ya da maddi sorunlar olabilir. Uzman sizin bedeninizin strese verdiği yoğun tepkiyi azaltmak için bazen ilaç tedavisinden yararlanabilir. Diğer taraftan olayları algılama ve yorumlama konusunda size yardımcı olarak sizin bu streslerlerle daha kolay baş etmenize yardımcı olmaya çalışır. Ruhsal gücümüzün karşılaştığımız olayları bir hazmetme süreci vardır. Eğer stres yaratan bir olay bu gücü aşıyorsa iki olasılık ortaya çıkar. Travma çok ağırdır. Deprem, ölüm vb. ya da travma ağır olmamasına rağmen ruhsal baş etme gücümüz zayıftır. Ağır travmalarda kişinin baş etme yöntemleri desteklenirken, diğer durumda kişinin ruhsal iç güçleri (gizli güçleri ) harekete geçirilip, bunları kullanması öğretilir. Kişi, bedeninin strese verdiği tepkiyi tanımalıdır.
Tedavide psikoterapinin yeri var mı?
Psikoterapide stresle baş etmede kişilik özellikleri, sorun çözme beceriniz, olayları kontrol algınız ve olaylarla ilgili yapmış olsduğunuz atıflarınız değerlendirilir. Bu değerlendirme sonrasında gelişim açısından seçenekler oluşturulur. Amaç kişinin problemini çözmek değil, o problemle baş edebilecek beceriye sahip olmaya çalışmasını sağlamaktır. Ayrıca stresli uyaranlara karşı otomatik yanıtların yanlışlığı kişiyle tartışılır ve bunlar olumlu, aynı zamanda da uyumlu yanıtlarla değiştirilir.
Gevşemek için neler öneriyorsunuz?
Uzun süre strese maruz kalan kişinin bedeni gergin hale gelir. Yani vücut ve beyin sürekli alarm durumundadır. Bu durumda bedende bazı sorunlar, kas ve eklem ağrıları baş gösterir. Stres reaksiyonunda artan adrenalini azaltmak için, vücudu gevşetme egzersizleri faydalıdır. Gevşeme halinde vücut daha az enerji harcar ve dinlenme pozisyonuna gelir. Bu amaçla gevşeme egzersizleri stres yönetiminde yaygın kullanılıyor. Stresten kaçmak mümkün değildir. Stres modern çağın bir gerçeğidir, kaçmak yerine çözüm yolları aramak faydalıdır.
Egzersizleri önerildiği şekilde her gün uygulayın. Daima gevşek bir pozisyonda oturmaya, yürümeye, konuşmaya iş yapmaya gayret edin. Siz gevşedikçe yaptığınız işte daha başarılı olduğunuzu, daha az hata yaptığınızı ve daha az yorularak daha az efor sarf ettiğinizi göreceksiniz. Kendinize her gün ara ara gevşeme molaları vermeyi adet haline getirin, vücudunuzu kontrol ederek mümkün olduğu kadar gevşetin